‘Endoskopik Tiroid Cerrahisi’ ve ‘İzsiz Tiroid Ameliyatı’ nedir?
Görüntü eşliğinde (kapalı yöntemle) gerçekleştirilen endoskopik tiroid ameliyatlarının geçmişi 2002’ye dayanmaktadır. O günden sonra, inovasyon alanındaki gelişmelere paralel olarak, ağız içerisinden (transoral) endoskopik tiroid ameliyatları telaffuz edilmeye başlandı. Transoral tiroid ameliyatı, 2010 yılında Almanya’da doğmuş, hemen akabinde Japonya, Çin, Güney Kore ve Tayland gibi Uzakdoğu ülkelerine yayılmıştır. Bugün ise dünyanın pek çok merkezinde bu ameliyatlar uygulanmaktadır. Bu merkezler, yukarıdaki ülkelere ek olarak Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Rusya, Singapur, Filipinler, Endonezya, Tayvan, Hong-Kong, Hindistan, Meksika, Ürdün ve Türkiye’de bulunmaktadır. Ağız içerisinden gerçekleştirilen endoskopik tiroid ameliyatlarının sayısı ise bugün 1000’i aşmış durumdadır.
Burada endoskopik yöntemlerden kısaca bahsetmek istiyorum, çünkü bu alan teknolojik ilerlemeden, yani inovasyondan gerçek anlamda nasibini almaktadır. İlk olarak boyundan küçük kesilerle yapılan endoskopik ameliyatlar tarif edildi. Ardından göğüs duvarından ve koltukaltından gerçekleştirilen ameliyatlar gündeme geldi. Bu ameliyatlar günümüzde halen güvenle yapılmaktadır. Ağız içerisinden gerçekleştirilen endoskopik tiroid ameliyatları ise Almanya’dan kısa bir süre sonra Japonya, Çin ve Tayland’a yayılmış ve günümüzde yukarıdaki ülkelerin tümünde uygulanır hale gelmiştir. Günümüzde, transoral endoskopik tiroidektomi ameliyatı yayılmaya devam etmektedir ve bu konuda hem Amerika Birleşik Devletleri’ndeki, hem de Avrupa’daki pek çok duayen cerrah olumlu görüş bildirmektedir.
Altının çizilmesi gereken önemli bir husus da şudur: Açık yöntemle yapılan tiroid ameliyatlarının altın standart olduğu günümüzde, yeni bir tekniğin yapılabilirliğini ve olası sakıncalarını mutlaka belirlemek gerekir. Klinik olarak uygulamaya geçilmeden önce sözü edilen ülkelerdeki merkezler bu konuda deneysel veya kadavra üzerindeki çalışmalarını gerçekleştirerek bu adımı atmışlardır. Bununla ilgili de ilk çalışma 2008 yılında yayınlanmıştır. Bütün bu ön çalışmaların sonucunda, aynen açık yöntemde olduğu gibi, tiroid bezinin -paratiroid bezlerinin ve ses telini uyaran sinirin emniyetle görülerek ve korunarak– güvenle alınmasının mümkün olduğu görülmüştür. Biz de Ege Üniversitesi’nde bu ameliyatı hastalarımızda gerçekleştirmeden önce anatomi ve kadavra çalışmalarında bulunduk ve ameliyatı kadavrada başarıyla gerçekleştirdik.
İzsiz tiroid ameliyatının klasik yönteme göre farkı nedir?
Klasik yöntem, açık yöntemdir. Burada, tiroid ameliyatı boynun ön kısmından yapılan bir kesi ile gerçekleştirilmektedir. Günümüzde, klasik yöntem altın standart olma özelliğini korumaktadır. Transoral endoskopik tiroid ameliyatında ise, boyunda iz olmaksızın, ağız içerisinden, dudağın altından küçük kesilerle yapılan tiroid ameliyatından bahsediyoruz. Endoskop dediğimiz kamera, anatomik yapıları normalden daha büyük gösterdiğinden, hasar görme ihtimali olan paratiroid bezlerini ve ses telini uyaran siniri tanımlamak daha kolay olabilmektedir. Bu özellikli girişimde; dudağın hemen altından girilerek özel aletlerle boyuna olan kısa mesafeye tünel oluşturulmakta ve kamera eşliğinde klasik kapalı cerrahi aletler eşliğinde sorunlu tiroid bezi alınmaktadır.
Geleneksel tiroid ameliyatlarında olduğu gibi düşük de olsa ses kısıklığı riski oluyor mu?
Evet, oluyor. Ancak bu risk, açık yöntemden fazla değildir. Bu risk, açık yöntemde var olduğu gibi kapalı tiroid ameliyatları için de söz konusudur. Günümüzde ses kısıklığına sebep olabilecek ses telini uyaran sinirin hasarını azaltmaya yönelik olarak ‘sinir dedektörü’ de dediğimiz ‘sinir monitörizasyonu’ uygulanabilmektedir. Sinir monitörizasyonu ile her ne kadar ses telini uyaran sinirin hasarlanma riski sıfırlanmasa da, bu gereç cerraha yardımcı olabilmektedir. Endoskopik tiroid ameliyatlarında da bunu kullanmak mümkündür. Biz, Ege Üniversitesi’nde endoskopik tiroid ameliyatı uyguladığımız her hastanın ameliyatında sinir monitörü kullanıyoruz.
İzsiz tiroid ameliyatı, Türkiye’de ilk defa nerede uygulandı?
Türkiye’de ilk defa tarafımızca Ege Üniversitesi’nde uygulandı. Bugün, uygun hastalarımıza ve özellikle boynunda iz istemeyen uygun hastalarımıza bu yöntemi alternatif olarak öneriyoruz.
İzsiz tiroid ameliyatı, hangi tür tiroid hastalıklarında uygulanabiliyor?
Transoral endoskopik tiroid ameliyatı ne yazık ki her tiroid hastasına uygulanamamaktadır. Bu nedenle de ‘iz istemiyorum’ diyen her hastaya alternatif olarak önerilemiyor. Tiroid bezinin çok büyük olması, tiroid bezindeki nodülün 4 cm’den büyük olması, tiroid bezinin göğüs kafesinin arkasına sarkmış olması, hastanın daha önce tiroid ameliyatı geçirmiş olması ve kanserin ilerlemiş olması gibi durumlarda ne yazık ki bu yöntem önerilmemektedir. Ancak, bunun dışında kalan ve boynunda iz istemeyen tüm hastalar ağız içi tiroid ameliyatı için adaydırlar.
İzsiz tiroid ameliyatı, tiroid kanserinde de uygulanabiliyor mu?
Bu yöntem, tiroid kanserinde de uygulanıyor. Hatta, tiroid çevresindeki lenf bezlerinin alınması gerektiği durumlarda, kameranın yukarıdan aşağıya olan bakış açısı sayesinde, bu lenf bezlerinin de olması gerektiği gibi alınması pekala mümkün olmaktadır.
İzsiz tiroid ameliyatında, ameliyat sonrasında tamamen iyileşme söz konusu mu?
Ameliyat sonrasında, ameliyata ilişkin tamamen iyileşme olduğunu gördük. Bu durumu, gözlemci olarak bulunduğumuz Tayland ve Güney Kore’deki hastalarda da gördük. Hastalarımızın boynunda iz olmadığı gibi, dudak içerisinden yaptığımız kesilere ait dikiş izlerinin de tamamen kaybolduğunu görüyoruz.
İzsiz tiroid ameliyatı olacaksam, beni nasıl bir süreç bekliyor?
Ameliyat öncesi hazırlığınızın ardından, ameliyata evden gelip, geldiğiniz gün ameliyat olup, genellikle ertesi gün taburcu oluyorsunuz. Ameliyattan 1-2 saat sonra kendi işinizi kendiniz görür durumda oluyorsunuz. Sıvı alımına ameliyat bitiminden kısa bir süre sonra başlayıp yemeğinizi, ameliyat gününün akşamında yiyebiliyorsunuz. Bir hafta sonra sizi kontrole çağırıyoruz. Ek ağrı kesici gereksinimi çok az oluyor.